2025 yılına girerken, küresel ekonomi, ABD’nin ticaret politikaları, Çin’in enflasyon dinamikleri ve Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) para politikaları gibi önemli gelişmelerin etkisi altında şekillenmektedir. ABD Başkanı Donald Trump’ın çelik ve alüminyum ithalatına yönelik %25 gümrük vergisi uygulama kararı ve TCMB’nin enflasyon tahminini yukarı yönlü revize etmesi, dikkat çeken unsurlar arasında yer alıyor.
ABD Başkanı Donald Trump, ticaret politikalarında korumacı bir yaklaşımı sürdürerek çelik ve alüminyum ithalatına %25 oranında gümrük vergisi getireceğini duyurdu. Bu karar, küresel ticaret savaşlarının şiddetlenmesine yol açabilir. Avrupa Birliği, Çin ve Kanada gibi büyük ticaret ortakları, misilleme olarak ABD’ye yönelik yeni tarifeler uygulayabilir.
Bu politikaların küresel ekonomi üzerindeki olası etkileri oldukça geniş bir yelpazeye yayılmaktadır. Çin’in ABD’ye yönelik ithalat tarifelerini artırması ve Avrupa’nın Amerikan ürünlerine yönelik vergi politikalarını değiştirmesi beklenebilir. Küresel tedarik zincirlerinde bozulmalar yaşanabilir ve özellikle otomotiv, teknoloji ve çelik sektörlerinde maliyetler artabilir.
Çelik ve alüminyum gibi temel girdilere getirilen ek vergiler, bu hammaddeleri kullanan sanayilerde maliyetleri artıracaktır. Artan maliyetler, tüketici fiyatlarına yansıyacak ve ABD Merkez Bankası (Fed) üzerinde ek enflasyon baskısı oluşturacaktır. Bu durum, Fed’in faiz politikasını daha sıkı tutmasına neden olabilir.
Fed’in sıkı para politikası, küresel finansal piyasalarda güçlü Dolar Endeksi (DXY) bağlı dalgalanmalara yol açabilir. Çelik ve alüminyum üreticilerinin hisse senetleri yükselebilirken, otomotiv ve inşaat sektörlerinde maliyet artışı nedeniyle baskı oluşabilir. Trump’ın açıklamaları, borsalarda ani hareketlere neden olabilir.
TCMB, 2025 sonu için enflasyon tahminini %24’e yükseltti. Bu revizyon, Türkiye ekonomisinin enflasyonla mücadelesinde henüz istenen başarıyı sağlayamadığını göstermektedir. TCMB’nin enflasyon tahmin revizyonları, 2025 yılı için %19 - %29 aralığında tahminler sunmaktadır.
TCMB Başkanı Fatih Karahan, faiz indirimi kararlarının gerçekleşen enflasyona göre değil, gelecekteki enflasyon beklentilerine göre şekilleneceğini belirtti. Mart ayında yapılacak TCMB toplantısı kritik bir dönemeç olacak. Eğer enflasyon beklentileri daha da yükselirse, TCMB’nin faiz indirimlerini durdurma ihtimali doğabilir.
Sonuç olarak 2025 yılı, küresel ticaret savaşlarının alevlenebileceği ve merkez bankalarının enflasyonla mücadelede zor kararlar alması gereken bir yıl olacaktır. ABD’nin korumacı ticaret politikaları, dünya ekonomisinde dalgalanmalara neden olurken, Fed ve TCMB gibi merkez bankaları, ekonomik büyüme ve fiyat istikrarı arasında denge kurmaya çalışacaktır.
ABD’de Trump’ın yeni tarifeleri küresel ticaret savaşlarını şiddetlendirebilir ve enflasyonist baskıları artırabilir. Fed, sıkı para politikasını sürdürebilir ancak faiz indirimi ihtimali de masada durmaktadır. Türkiye’de TCMB, enflasyon tahminlerini revize etti ve faiz politikaları açısından kritik bir süreçten geçmektedir.