1998 yılında tanıtılan iMac, Apple’ın o dönemde internet çağını kucaklama stratejisinin bir parçasıydı. Steve Jobs, lansmanda yaptığı açıklamada, bu “i” harfinin yalnızca “internet” anlamına gelmediğini, Apple’ın temel değerlerini yansıttığını belirtti. Bu açıklama, iMac’in kullanıcıları internete bağlama konusundaki üstün yeteneğini temsil ediyordu.
O dönemde internet, hayatımıza yeni yeni giriyordu. Steve Jobs, “i” harfinin bir kişisel zamir olabileceğini belirterek, ürünlerinin bireysel deneyimi desteklediğini vurguladı. Bu durum, Apple’ın kullanıcı odaklı yaklaşımını gözler önüne seriyordu.
Jobs’un açıklamasına göre, “i” harfi şu beş kavramı simgeliyordu: “internet, ” “individual” (bireysel), “instruct” (eğitmek), “inform” (bilgilendirmek) ve “inspire” (ilham vermek). Bu kavramlar, Apple’ın kullanıcılarına sunduğu deneyimin derinliğini ve çeşitliliğini ortaya koyuyordu. Her bir kavram, iMac’in sunduğu olanaklarla birleşerek, kullanıcıların hayatına dokunmayı amaçlıyordu.
Apple, yapay zeka ve akıllı teknolojiler geliştikçe “i” harfine yeni bir anlam daha kattı: “intelligence” (zeka). Bu ekleme, iMac’in sadece bir bilgisayar değil, aynı zamanda bir öğrenme ve gelişim aracı olduğunu da gösteriyordu. Kullanıcılar, bu teknoloji ile daha akıllı ve etkili bir deneyim elde ediyordu.
iMac, kullanıcıların internete bağlanma deneyimini kolaylaştırmak için tasarlandı. Steve Jobs, bu ürünün bireysel deneyimi desteklediğini vurguladı. Kullanıcılar, iMac ile internetin sunduğu olanaklardan faydalanarak, bilgiye daha hızlı erişim sağladı.
Bu bağlamda, iMac’in sunduğu özellikler, kullanıcıların günlük yaşamlarını dönüştürdü. İnternetin hayatımıza girmesiyle birlikte, iMac, bireylerin bilgiye ulaşma ve paylaşma biçimlerini değiştirdi. Apple, bu ürünle birlikte teknoloji dünyasında önemli bir adım atmış oldu.