Merkez Bankası, faiz indirimleri ile dengeli bir politika izliyor. ABD'deki ticaret savaşları ise otomotiv sektörünü etkiliyor. Bu durum, küresel ekonomide önemli değişikliklere yol açabilir.
Merkez Bankası, ne aşırı ihtiyatlı ne de fazla iyimser bir duruş sergiliyor. Politika faizindeki hamleler oldukça dengeli biçimde gerçekleştiriliyor. Bu ayki toplantısında politika faizini 250 baz puan daha düşüren Merkez Bankası, son iki toplantıdaki indirimler sonrasında politika faizini yüzde 45'e geriletti. Faiz indirimleri, gerçekleşen ve beklenen enflasyon rakamlarındaki düşüş ve piyasa beklentileriyle uyumlu bir şekilde devam ediyor.
Ocak ve şubat ayı enflasyon verileri, asgari ücret artışı ve yılbaşı fiyat ayarlamalarının enflasyon trendini nasıl etkileyeceğini görmek bakımından kritik önem taşıyor. Bu veriler, yıl sonu enflasyonuna yönelik mevcut tahminlerin ne kadar gerçekçi kalabileceğine dair önemli bir test olacak. Merkez Bankası'nın uyguladığı politika adımlarının mal, hizmet ve kredi piyasalarına etkisini gözlemleyebilmesi için zamana ihtiyaç var.
Donald Trump, bu hafta ABD Başkanlık koltuğuna yeniden oturdu. İkinci başkanlık döneminin ilk gününde tarifelere dokunmadı. Ancak Meksika ve Kanada'dan gelen mallara yönelik yüzde 25'lik ilave bir gümrük vergisi uygulama niyetinde olduğunu yineledi ve bunun 1 Şubat'ta yürürlüğe gireceğini açıkladı. Meksika, imalat sanayinde Çin ile birlikte ABD'nin en önemli ticaret ortağıdır.
ABD, otomotiv sektöründe çok hızlı yükselen Çinli otomotiv şirketleri ile rekabet etmeye çalışırken, Trump bir yandan da Meksika'da üretim yapan otomotiv şirketlerini etkileyecek tarifeleri devreye almaya hazırlanıyor. Bu durum, otomotiv sektöründe tedarik zincirlerinin coğrafi dağılımını etkileyebilir. Yedek parça üreten tedarikçilerin, Çin ve Meksika'nın alternatifi olarak Vietnam ve Filipinler gibi yeni rotalara yönelebileceğine dair haberler çıkmaya başladı.
Bu gelişmeler, Türkiye'deki yedek parça üreticileri için önemli bir fırsat olabilir. Avrupa pazarının Çin ile rekabet etmekte zorlanması, Türkiye'deki tedarikçi şirketleri de sıkıntıya sokuyor. Ancak Amerikan pazarı, otomotiv yedek parçası üreten Türk şirketleri için cazip imkanlar sunabilir.
Buraya yönelik olarak iş bağlantıları kurmak, yeni ortaklıklarla kapasite geliştirmek ve ticaret diplomasisini daha aktif biçimde çalıştırmak yararlı olacaktır. Merkez Bankası'nın faiz politikası ve ABD'deki ticaret savaşları, küresel ekonomik dengeleri etkileyen önemli unsurlar arasında yer alıyor. Bu nedenle, her iki konunun da dikkatle izlenmesi gerekmektedir.