Yeni Kürtçü açılım sürecinin henüz bir yere evrildiği yok. İktidarın halkımıza vereceği mutlu haberi bekliyoruz. PKK'nın silah bırakma durumu, farklı siyasi açıklamalar ve belirsizliklerle dolu. Bu süreçte, MHP lideri Bahçeli'nin ifadeleri dikkat çekiyor.
Adını koyamadıkları yeni Kürtçü açılım sürecinin henüz bir yere evrildiği yok. Hep birlikte iktidarın halkımıza vereceği mutlu haberi bekliyoruz. PKK'nın silah bırakma durumu, sadece Apo'nun isteğiyle gerçekleşecek mi? Bu sorunun yanıtı belirsizliğini koruyor. DEM’liler ve Bahçeli'den gelen farklı açıklamalar, sürecin karmaşık yapısını gözler önüne seriyor.
Bir taraftan DEM’liler, diğer taraftan Bahçeli’nin açıklamaları, PKK’nın silah bırakma durumunu netleştirmiyor. “Silah bırakacak” olanların sadece PKK’lılar mı yoksa PYD-YPG de buna dahil mi olduğu belirsiz. Suriye’deki Mazlum Abdi’nin “Bizi kapsamıyor” demesi, tartışmayı daha da karmaşık hale getiriyor.
MHP lideri Bahçeli, PKK’nın silah bırakma sürecine itiraz etti. “YPG’nin çağrıdan muaf olduğunu iddia etmesi, çatlak ses çıkaranların bu mesnetsiz görüşü bir plan dahilinde paylaşması, kurucu önderliğin doğasıyla çelişkilidir” dedi. Bahçeli’nin bu ifadeleri, PKK’nın kurucu önderliğine atıfta bulunarak, muhalefeti eleştiriyor.
Bahçeli’nin kullandığı “kurucu önderlik” kavramı, PKK kurucusunun bizzat kendi ağzından çıkan bir terim. Bu jargon, PYD’li Abdi’nin söyledikleriyle çelişiyor. Bahçeli’nin bu açıklamaları, siyasi tartışmaların derinleşmesine neden oluyor.
Suriye’de özerk bir yönetim kurulması planlanıyor. Mazlum Abdi, Amerika’nın biricik ortağı olarak, yıllardır eğittiği ve donattığı bir yapı oluşturdu. Türkiye’nin bu durumu göz ardı etmesi, sorun çözme çabalarını olumsuz etkiliyor. İktidar, PKK’nın silah bırakmasını sağlarken, Suriye’nin kuzeyinde yeni bir özerk yapı kurma hedefinde.
Türkiye’yi yönetenlerin, Osmanlı sonrası coğrafyadaki toprak paylaşımlarını tecrübe etmiş gibi davranması, durumu daha da karmaşık hale getiriyor. İktidar, terörist Apo’yu köy ağası gibi göstererek, PKK’lıların silahlarını bırakmasını bekliyor. Ancak bu basit mantık, gerçeği yansıtmıyor.
Günün sonunda, emperyalizmin amaçlarından vazgeçmediğini görmek, Türkiye’deki siyasi aklın Atatürkçü olmadığını gösteriyor. Anayasa’da Türk kimliğinin tartışılması ve Osmanlı’daki millet sisteminin yeniden kurulması önerileri, tarihi cehaleti gözler önüne seriyor. Osmanlı’daki millet sistemi, dini kimlikler üzerinden şekillenmişti.
Bugünkü Suriye, ağır bedeller ödeyerek geri çekildiğimiz bir coğrafya. Millet sistemi, Irak ve Suriye’deki durumu da etkiliyor. Kurtuluş, milliyetçilikle mümkün oldu. TBMM’nin kurulması ve Cumhuriyetin ilanı, milliyetçi bir anlayışla gerçekleşti. Bu bağlamda, milletçe bağlı olduğumuz tek önderlik, milliyetçilik anlayışıdır.