5.1 milyar dolarlık servetiyle Türkiye'nin en zengin iş insanı olan Murat Ülker, LinkedIn üzerinden gelen takipçilerinin sorularını cevapladı. Ülker, ailesinin kökenleri ve eğitim hayatı hakkında önemli bilgiler paylaştı. Kırım göçmeni olan baba tarafı, Türkiye’deki üçüncü nesli temsil ediyor. Sosyal medyada çıkan asılsız iddialara da yanıt verdi.
Murat Ülker, ailesinin kökenleriyle ilgili sorulara içtenlikle yanıt verdi. Baba tarafının Kırım göçmeni olduğunu ve Kırımlı Devletler Ailesi’nin Türkiye’deki üçüncü neslini temsil ettiğini söyledi. “Babam, yaşadığı kötü olaylar nedeniyle Kırım’a pek ilgi duymuyordu ama ben geçmişin izlerini sürdüm. Ailemiz Osmanlı’nın Evlad-ı Fatihan neslinden geliyor.” Bu açıklamalar, Ülker’in kökenleri hakkında daha fazla bilgi edinmek isteyenler için önemli bir kaynak oluşturuyor.
Ülker, sosyal medyada dolaşan asılsız iddialara da değindi. “Bazen sosyal medyada asılsız iddialar ortaya atılıyor. ‘Hazar Yahudisi’, ‘Karay Türkü’ gibi şeyler söyleniyor. Bunlar temelsiz iddialar. Biz Hazar veya Karay Türkü değiliz, ancak Tat’ız; yani sahilde yaşayan melez bir Tatar topluluğuyuz.” Bu açıklamalar, Ülker’in kökenleri hakkında net bir bilgi sunuyor.
Murat Ülker’in eğitim hayatı da merak edilen konular arasında yer alıyor. İmam Hatip Lisesi yerine İstanbul Erkek Lisesi’ni tercih etmesinin nedenini açıkladı. “Babam ve büyük amca oğlum İstanbul Erkek Lisesi mezunuydu. Ama buraya sadece aile geleneğinden dolayı gitmedim, kazandım ve 4. oldum.” Bu açıklama, Ülker’in eğitim hayatındaki başarılarını ortaya koyuyor.
Ülker, Boğaziçi Üniversitesi’ni tercih etmesinin nedenini de belirtti. “Boğaziçi Üniversitesi’ni tercih etmemin nedeni ise 1977’de Türkiye’de eğitimini İngilizce sürdüren en iyi okul olmasıydı.” Eğitim hayatında her türlü siyasi grubun içinde arkadaşlarının olduğunu ancak kendisini belirli bir ideolojiyle tanımlamadığını da ekledi.
Murat Ülker, dini inançları hakkında da açıklamalarda bulundu. “Dini bütün bir ailede mi büyüdünüz?” sorusuna, ilk din eğitimini Mahmut Bayram Hoca’dan aldığını ve ailesinin dini hassasiyetlere önem verdiğini belirtti. “Ancak bunun aşırılığa kaçmadan yaşandığını” ifade etti. Bu, Ülker’in dini inançlarının nasıl şekillendiğine dair önemli bir bilgi sunuyor.
Sosyal medyada hakkında çıkan spekülasyonlara da değinen Ülker, bu tür iddiaların hiçbir dayanağı olmadığını belirtti. “Bazen ‘Atatürkçü’ olduğum söylenir, bazen ‘muhafazakâr kesime ihanet ettiğim’ iddia edilir. Gerçek şu ki, ben hiçbir zaman bir ideolojinin ya da siyasi grubun içinde olmadım.” Bu açıklamalar, Ülker’in kendine özgü duruşunu ortaya koyuyor.